Maviyemiş (Blueberry) (Vaccinium spp.) dünya çapında asıl ürünlerden biri haline gelmiştir. Gerek taze tüketim gerekse işlenmiş meyve sanayisi açısından sahip olduğu güçlü pazar, bir yandan üreticilerin yüksek gelir elde etmesini sağlarken diğer yandan üretim alanlarının da hızla artmasını sağlamaktadır. Ayrıca sağlıklı ve mutlu yaşam için sağladığı katkı, toprakta 50 yıl, saksıda 20 yıla varan ömrü, yatırımcıyı maviyemiş üretimine yönelten temel faktörlerdendir.
Bununla birlikte ülkemizde yaban mersini olarak da bilinen maviyemiş üretiminde yer seçimi oldukça önemlidir. Yer seçiminde, üretim alanının ¾’ünün güneş alması ve geç saatlerde gölge yerlerin tercih edilmesi ve toprak Ph’sının 4.5-5.0 düzeyinde olması gerektiği unutulmamalıdır.
Ilıman iklim kuşağına kolay adapte olabilme özelliğine sahip maviyemişin çeşit seçiminde birçok faktör etkili olmakla birlikte bu faktörlerin başında; farklı iklim koşullarının farklı soğuma süreleri olduğu gerçeğinden yola yörenin soğuklama sürelerine uyumu gelmektedir.
Asitli ve organik maddece zengin, defne, ormangülü, çam, kızılağaç veya ladin türlerinin karışık olarak yetiştiği alanlarda kolayca yetişebilen bir meyve türü olan maviyemişin üretiminde su miktarına ve kalite düzenine çok dikkat edilmesi gerekmektedir. Çok hızlı bir şekilde üretilerek satışa sunulabilen ve çok farklı alanlarda da kullanılabilen blueberry, toprak yetiştirildiğinde günlük 40 litrelik bir suya ihtiyaç duyarken saksıda yetiştirildiğinde ise bu oran 4 litreye kadar düşmektedir. Ayrıca su kalitesinde, PH, tuzluluk oranı (EC), bikarbonat miktarı ve belirli elementlerin oranları gibi unsurlar göz önünde bulundurulmalıdır.
Ülkemizde doğal olarak yetişiyor olma niteliği taşıyan ve birim alandaki getirisi hayli yüksek olan maviyemişin hasadı, üretim bölgesi ve çeşit farklılığına göre değişkenlik göstermekle birlikte erkenci bölgelerde erkenci çeşitler öncelikli olarak hasat edilmektedir. Güney kesimlerde erkenci çeşitlerin hasadı şubat-mart döneminde başlayabilirken, kuzey kesimlerde ve kışlık bölgelerde bu süre haziran-ağustos dönemini kapsayabilmektedir. Bunun yanı sıra maviyemişin hasat zamanı, meyvenin olgunluk seviyesine ulaşmadan karakteristik mavi rengine dönüşmesi sürecinin sonunda asit oranın oranın düşmesi ve meyvenin tatlanması, ayrıca sap kısmının kırmızıdan maviye dönüşmesi ile tespit edilmektedir. Kırmızı-mavi renk dönüşümünde toplanan maviyemiş meyvelerinin renklenme ve olgunlaşma evreleri devam etmekle birlikte yeşil renkteki erken toplanan meyveler olgunlaşmamakta ve tatlanlanmamaktadır.
Dünya genelinde yıllar itibariyle yayılış alanı ve üretimi artan ve ülkemizde de son yıllarda dünyadaki artan talebe karşılık yayılış alanı ve üretim miktarında da artışı gözlemlenen maviyemişin kök gelişimi 25 cm derinlikte ve satıhta oluşmaktadır. Ayrıca olgunlaşma döneminde iklim koşullarında kuraklık olması gibi koşullara bağlı olarak meyveleri daha tatlı olmakla birlikte yağmurlu geçen mevsimlerde ise daha diri fakat kuru madde oranı daha düşük olmaktadır.
Öte yandan gelişmiş bitkilerin yaşlı dalları her 2-3 yılda bir budanmakta ve verimlilik genç sürgün dallarda sürdürülmektedir. Buna ek olarak budama işleminin daha çok bitkinin uyku döneminde yapılması tavsiye edilmektedir. Birim alandan yüksek gelir getirmesinin yanında sağlık açısından çok yararlı olan maviyemişi hobi bahçelerinde yetiştirmek isteyenler için ise, kişi başı 3 bitki uygun olmakla birlikte farklı seçimi ile bir bahçede hasadının 2-2.5 aya uzatılabileceği de göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Bununla birlikte, maviyemiş çeşitliliği bölgesel farklılıklar göstermekle birlikte güney ve kuzey çeşitlerin çiçeklenme ve hasat zamanı da değişkenlik göstermektedir.
Maviyemiş fidanları sonbahar sonlarında veya ilkbaharın başlarında 30-40 cm derinliğindeki dikim çukuruna dikilmeli ve boş kalan yerlere ahır gübresi+toprak karışımı doldurulmalıdır. Maviyemiş kökleri çok ince olduğundan dikim sonrasında asla kuru bırakılmamalı, sulama yapılmalıdır. Dikim sonrası bitkilerin etrafına 10-15 cm kalınlığında malç serilmelidir. Maviyemiş yetiştiriciliğinde toprak faktörü oldukça etkili olup en ideal toprak olarak asitli toprak, Ph 4.5-5.0, geçirgen, organik maddece zengin olanı tercih edilmelidir.